The Scholar Who Walks The Night: Karanlıkta Yürüyen Alim

Kore'nin geçmişinde bir tarihte; 

Güç ve hırsın insanları alt ettiği bir dönemde

 Kral ülkenin yönetimini  tek başına ele geçirmek için karanlık bir güçle

 iş birliği yapmak zorunda kalır. 

Artık  krallık bir kişinin idaresindedir ancak

bu kişi Kral değildir. 

Krallar bu gücü koruyabilmek adına 

bazen veliahtlarından bazen de eşlerinden olurlar.

Bu duruma son vermek isteyen Kral ise hep 

aynı acı sonu yaşar.

Ölüm!

Krallar ve yardımcıları bir bir

tarih sahnesinden silinirler.

Aynı olay  Yang Sun'un ailesinin de başına gelir.

Babası henüz hayattayken onu bir erkek gibi yetiştirip 

öyle yaşamasına neden olmuştur.

Genç kız küçük yaşta ailesini kaybedip 

  erkek kılığında sahaflık yaparken ayrıca fakir halka okuma sevgisi de aşılamaktadır. 

 Yang Sun bir gün entelektüel kişiliğiyle bilinen bir adamın huzuruna çağrılır.

 Onun istediği kitapları ararken bir yandan da saray ve çevresinde yaşanan huzursuzluklar halkı tedirgin edip dilden dile dolaşan söylentilere neden olur.

Bir gece yaratığının söylentisi ne kadar durdurulabilir? 

Lee Jun Ki yine tarih, fantastik ve aksiyon dolu bir drama teklifine 

karşı koyamamış ve bir kadın oyuncuyu daha karşısında çirkin hissettirmekten çekinmemiş.

Sevdiği kadın bir ölüm hayvanına karşı koruyamadığı için kaybeden

bir adamın yaşadığı her duyguyu o kadar rahat verirken 

karşısında zevkle onu izlemekten başka bir şey yapamıyorsunuz yine.

 Adam gülüyor, adam kızıyor, ağlıyor, savaşıyor....

O duygudan duyguya geçerken siz bölümler arasında 

keyifle yeni bölümü bekliyorsunuz.

Vampir efsanelerini yeni yeni içlerine sokan

Kore ahalisi durumdan ne kadar memnun bileme ama

ben mesajını sevdim. 

Dizide en güzelinden şapşal bir Max de göreceksiniz. Ne kadar geliştirmiş kendini görmeyeli oyunculuk konusunda. 

Bu arada Junki ve başrol  kızımız arasındaki yaş farkı :/

Adam güzel ve vampirde allahtan yaşını belli etmiyor ne diyeyim.

Hadi tarihle harmanlanmış JunKi izleyin ♥