Veliaht Prens Lee San, babasını kaybetmesinin ardından Kral'dan korkarak geçirdiği çocukluğu boyunca iyi bir yönetici olmak için eğitim almıştır. Dedesinin gözlerinden uzak kaldığı anlarda saray kütüphanesinde zaman geçiren küçük prensin tek arkadaşı sırdaşı ve zamanla hocası olur.
Yıllar geçtikçe saraydaki gizli savaşı iyice analiz etmeye başlasa da güçlü olabilmek için herkesin gönlünü alabilmenin yöntemi olarak mesafeli ve uzak durmayı seçmiş, kimsenin işine karışmamıştır.
Gençlik enerjisini de arkasına aldığı dönemlerde saray hanımlarından birine gönlünü kaptıran prens, diğer saray hanımlarından daha farklı olan bu kadına yaklaşır ancak bir türlü aşkına karşılık bulamaz.
Sung Deok Im çocukluğundan beri Kral'ın eşi olma hayali kuran ancak Veliaht ona aşkıyla gelince mal gibi bakan bir saray hanımıdır. Okuma ve yazma konusunda yetenekleriyle dikkat çeker. Ömrü Kral'ın aşkını reddedip adamın burnunun dibinde yaşamakla geçmiştir.
_____Yorumum:____________________
Kasım 2021‘de yayına başlayan The Red Sleeve 17 bölümden oluşuyor. 80 dakikalık bölümlerden oluşan dizi; dram, tarih ve romantik türünde yer alıyor. Senaryosu Jung Hae Ri ve Kang Mi Kang kaleme alırken Yönetmen koltuğunda Jung Ji In oturuyor.
Dizinin başrollerinde harika iş çıkaran Lee Jun Ho,
neden bu kadını seçmişler pis mimiksiz Lee Se Young
oynuyorlar.
Bence ikili arasında enerji uyumu diye bir durum kesinlikle yok!
Ancak Junho Kral'ı, korkularını
özellikle sevgisini o kadar güzel aktarmış ki
ayıla bayıla izliyorsunuz bu tutkulu adamı.
Çünkü aşkı sadece bir kadına karşı değil,
ülkesine de ayrı bir tutkuyla bağlı bu yalnız büyümüş adam.
Kadın Karakterimiz Deok Im ise çok büyük
lütuflarla sarılmış bir saray hanımı.
Okuma ve yazma yeteneğiyle iki Kral tarafından
ödüllendirilmiş, Kraliçeye kitap okuyan biri ancak
ne duyguları anlaşılır ne hareketleri mantıklı!
Minicik adımlarla sarayın koridorlarını aşındırırken aklına sokulan
Kralın eşi olma fikriyle büyüyen birinden
Kral'ın çok sevdi ama özgürlüğüne düşkün olduğundan hayır dedi gibi saçma düşüncelerle bir feminist çıkaramazsınız annecim.
Kadının duyguları senaryoya tam aktarılmamışken ve
oyunculuk yüzünden anlaşılamayan
gizli bir durum yoksa kadın öğretileni yaptı sadece.
Kralla mesafe koydu arasına o geleceksin diye emredene kadar!
Kral gel deyince de zaten iki çocuk yapıp perdesini kapatıyor.
Gerçi çocuklar da yaşamıyor ya orası ayrı.
Daha önce Sarayın Rüzgarı dizisiyle de Lee San'ın
bu büyük aşkı anlatıldı bu arada.
Lee Seo Jin ve Han Ji Min'in başrollerinde oynadığı dizi
TRT ekranlarında izleyiciyle buluşmuştu.
Bu arada Kral Jeongjo Kore'nin en önemli Krallarından biri.
Babası Sado'nun ünvanını geri verdikten sonra adına yaptırdığı
yer olan Hwaseong Kalesi de UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor bugün.
Özellikle içinde aşk barındıran dizilerde mimiklerinde yeterince iyi olmayan oyuncular seçilmesine ayrı bir kızıyorum. Kore dizilerinin sevilmesinin başlıca sebebi ne kadar dramatik, aksiyon, gerilim dolu olsa bile karakterlerin bir şekilde mimik ve tepkileriyle kendilerini sevdirmeleri değil mi?
YanıtlaSilKore'de mimik kullanan kadın bulmak zor kullanan da Hyeri gibi göz kör ediyor bunlara şükrediyorum o zaman. En çok bana dokunan karşısında bir idol oynarken onun performansının altında kalmak nasıl bir vasıfsızlıktır! İnsan utanır valla
Sil